Eski bir söze göre, yokluk kalbi daha da büyütür. Buna rağmen, birçok insan uzun mesafeli bir ilişki içinde olmanın, bastırılmış tutkularla daha az yoğun bir ilişki anlamına geldiğini varsayıyor.
Benzer şekilde, uzun mesafeli ilişkilerin geleneksel eşleşmelere kıyasla daha az sürdürülebilir güce sahip olduğu yaygın olarak görülmektedir.
Bununla birlikte, yeni araştırmalar bu varsayımlara meydan okuyor ve aralarında kilometreler olan çiftlerin ilişkilerinde tipik olarak daha düşük memnuniyet seviyelerine sahip olmadığını öne sürüyor.
Journal of Sex and Marital Therapy’de yayınlanan bu çalışma, heteroseksüel olmayanlara ait verileri dahil ederek, bu alanda daha önce yapılan araştırmalardan farklılık gösteriyordu.
Araştırmacılar ayrıca hem uzun mesafeli ilişkilerde hem de “coğrafi olarak yakın ilişkilerde” çiftler için önemli görülen özelliklere de baktılar. Bunlar sadece cinsel tatmini değil, aynı zamanda yakınlık, iletişim ve bağlılık düzeylerini de içeriyordu.
Bulgulara göre ve sanılanın aksine, “Uzun mesafeli flört ilişkilerinde evli olmayan genç insanlar, coğrafi olarak yakın ilişkilerde olanlardan daha düşük ilişki kalitesi bildirmezler.”
“Uzun mesafeli flört ilişkilerinde insanlar
daha düşük ilişki kalitesi bildirme.”
Araştırmacılar, verileri için uzun mesafeli ilişkilere giren 717 kadın ve erkekle ve çok uzakta yaşamayan 425 çiftle görüştü.
Çalışmanın sonuçları “ilişki kalitesiyle ilgili birden fazla faktörün olduğunu ve kişinin sadece partnerinden ayrı olmasının düşük ilişki kalitesine işaret etmediğini doğruluyor.”
Çiftlerin algıladıkları gelecekle ilgili bireysel tutumlar ve yüz yüze temasın önemine ilişkin görüşleri de dikkate alındı.
Çalışma, “Bir kişinin ilişkilerinin gidişatı hakkında sahip olduğu inançlar, o kişinin nasıl davrandığı ve hangi bilgilere dikkat ettiği konusunda muhtemelen önemli bir rol oynuyor” dedi.
Rapor ayrıca, özellikle medyadaki tasvirleri nedeniyle, uzun mesafeli ilişkilerin genel olarak sahip olduğu kötü itibara da işaret ediyor.