Günümüzün genç nesli, artan antikor eksikliğinden kaynaklanan potansiyel bir uçuk salgınıyla karşı karşıya olabilir mi?
Bilim adamlarının beş yıl arayla doğan iki farklı genç insan grubunun sonuçlarını karşılaştırdığı Enfeksiyon Hastalıkları Dergisi’nde yayınlanan yeni bir çalışmanın ve başyazının arkasındaki uyarı budur.
1999 ve 2004 yılları arasında genç olan kişilerden oluşan ilk grubun verileri önceki bir çalışmadan geldi. Daha yeni örneklem grubu, 2005 ve 2010 yılları arasında 14 ila 19 yaş arasındaki gençlerden oluşuyordu.
Daha genç grup arasında, dörtte bir oranında daha az katılımcının, dudak yaraları gibi bel üstü çatlaklarla yaygın olarak ilişkilendirilen herpes suşu olan HSV-1 için antikorlara sahip olduğu bulundu.
HSV-1, daha önce yalnızca HSV-2 ile bağlantılı olan genital kopmalarla daha fazla ilişkili hale geldi. Bu kısmen oral sekste genel bir artışa bağlanıyor.
“Çeyrek daha az katılımcı vardı
HSV-1 için antikorlara sahip olduğu bulundu.”
Doktorların sahip olduğu korku, antikorlardaki bu önemli azalmanın, çoğu cinsel olarak aktif hale geldikçe gençlerin virüsü yaymasına neden olacağıdır.
Bu eksik antikorların tipik olarak, yaygın çocukluk dönemi maruziyeti sırasında gençlerde biriktiği görülmektedir. İronik olarak, araştırmaya göre burada suçlu olabilecek daha hijyenik yaşamlar süren insanların ilerlemesidir.
Dr. David Kimberlin, anne tarafından enfekte olan yenidoğanların potansiyel artışı konusunda uyarmak için çalışmayla bağlantılı bir başyazı yayınladı. Gerektiğinde verilen bir antiviral tedavi ile hamile kadınların her iki virüs için de test edilmesini önerir.
Her iki uçuk virüsü de ciltten cilde temas veya tükürük yoluyla bulaşır. Enfekte olanlardan bazıları düzenli olarak tekrarlayan salgınlar yaşayabilirken, diğerleri semptomları yalnızca bir kez görür.
Her iki durumda da, tedavisi olmayan virüsü yine de geçirebileceklerdi.