“Bir adamı giydiği ayakkabıya göre yargıla” deyişi biliyor musun? Peki, neden orada dursun? Beyler, bir bayanla çıktığınızda, muhtemelen ayakkabılarınızdan çok daha fazlasını yargılıyor. Ve bunu sığ, materyalist bir şekilde söylemiyorum.
Ancak biriyle yeni tanıştığınızda ve konuşma burada burada durgunlaştığında, bir erkeğin kıyafetlerini ve bakım alışkanlıklarını fark etmemek zor olabilir.
Erkeklerle karşılaştırıldığında, kadınlar bir randevuya hazırlanırken – makyaj, saç, istenmeyen vücut tüylerini tıraş etme ve mükemmel, muhteşem kıyafeti bulma konusunda – daha zor.
Yani çocuklar, tam bir tembel olmak için hiçbir mazeret yok. İşte izlemeniz için birkaç kolay gardırop ipucu:
Büyürken zorlandığınızı ve lise ikinci sınıftan beri aynı grafik tişörtleri giydiğinizi, ama en azından biraz umursamış gibi davrandığınızı anlıyoruz.
En sevdiğiniz “Fast Times at Ridgemont High” tişörtünüzü güzel bir kot pantolon ve koyu renk bir ceketle kombinleyin – tercihen lacivert, gri veya siyah. Bir blazer, herhangi bir erkeğin gardırobunun anahtarıdır.
Bir randevuda giydiğiniz türden ayakkabılar değil, o ayakkabıların içinde bulunduğu durum. Spor ayakkabılar Adidas veya Converse gibi havalı ve nispeten yeni olmalı – kir ve kirle kaplı olmamalıdır.
Öte yandan, elbise ayakkabıları giyilirse ve sevilirse işe yarar. Bir arkadaşınızın düğününde giyeceğiniz mokasenleri giymeyin – bu çok resmi.
Bir erkeğin aşırıya kaçmadığı sürece aksesuar takması kesinlikle sorun değil. Gözlük takıyorsanız, benzersiz bir çerçeveye gitmekten korkmayın. Eşarplar da harika. Eşarplı bir adam yanlış gidemez.
Ve lütfen, kutsal olan her şeyin aşkına zincir kolye takmayın. 5.000 dolar değerinde 10 kiloluk bir altın zincir olsa da umurumda değil. Etkilenmedim. Erkeklerin takması gereken tek mücevher, alyans, saat, ara sıra küpe ve muhtemelen bir çeşit deri bilekliktir.
Ne giyeceğinizin baskısı olmadan flört etmek yeterince zor, ancak biraz zaman ve enerji harcamanız gereken bir şey. Eski bir kot pantolon, berbat bir tişört ve spor ayakkabı giyen bir bayan randevuya gelse nasıl hissedersiniz? Muhtemelen bir dönüş olurdu, değil mi?
Gerçeğe aykırı davranın, kutunun dışında düşünün ve kendinizi ifade etmekten çekinmeyin.